Tarih

Zamanın Nezaketiyle Biçimlenen Bir Hayat: Prof. Dr. Cemil Topuzlu ve Efsanevi Köşkü

İstanbul’un geçmişini şekillendiren önemli isimlerden biri olan Prof. Dr. Cemil Topuzlu, yalnızca cerrah olarak değil, şehir plancısı, entelektüel ve reformcu bir belediye başkanı olarak da tarihe geçmiştir. Onun hikâyesi, bilimle yoğrulmuş bir hayatın şehirle buluştuğu yerde başlar.

Paris’ten İstanbul’a Tıbbî Bir Dönüşüm

1886’da yüzbaşı rütbesiyle Tıbbiye’den mezun olan Cemil Topuzlu, eğitimine Paris’te devam etmiş, burada Avrupa’nın en önde gelen cerrahlarıyla çalışmıştır. Arter bağlama, meme kanseri cerrahisi ve özellikle Aşil tendonu ameliyatlarında getirdiği yeniliklerle adını tıp literatürüne yazdırmıştır.

Literatüre Geçen Yöntem: “Procédé Djemil Pacha”

Aşil tendonundaki kısalıkları düzeltmek amacıyla geliştirdiği “Z-form” uzatma yöntemi, Fransa başta olmak üzere Avrupa tıp çevrelerinde yankı uyandırmıştır. Bu teknik, tıp kitaplarında “Cemil Paşa Metodu” olarak anılmış ve Paris Tıp Akademisi’nde kabul görmüştür.

Şehremini Olmasını Kim İstedi?

Cemil Topuzlu’nun İstanbul Şehreminliği görevine atanması, dönemin Harbiye Nazırı ve devlet adamı Ahmet Muhtar Paşa’nın önerisiyle gerçekleşmiştir. Ahmet Muhtar Paşa’nın, Cemil Topuzlu’nun zarafetine, şehircilik görüşüne ve reformist yapısına güvenerek bu göreve uygun bulması, İstanbul’un kaderini değiştirmiştir.

Şehreminliği Dönemindeki Faaliyetleri ve Amaçları

Cemil Topuzlu, 1912’de başladığı Şehreminliği görevinde yalnızca idareci değil, vizyoner bir şehir mimarı olarak çalıştı. Belediye sistemindeki dağınıklığı gidermek için Paris modeli bir organizasyon önerdi ve İstanbul’un 20 ayrı belediye dairesi yerine tek bir merkezî idare altında toplanmasını sağladı.

Neler Yaptı?

  • Karaköy Meydanı’nı Açtı: Yeni Cami’nin yanındaki dükkânları yıkarak bugünkü Karaköy Meydanı’nı oluşturdu. Bu sıradışı karar, dönemin “meslektaşları” tarafından eleştirilse de İstanbul için büyük bir kazanç oldu.
  • Gülhane ve Sultanahmet Parklarını Yaptırdı: Şehrin merkezine halkın nefes alabileceği yeşil alanlar kazandırdı.

Gülhane Parkı

  • Modern Mezbaha ve Temizlik Reformları: Kolera gibi salgın hastalıkların önlenmesi amacıyla hijyen reformlarına öncülük etti.
  • Belediye Finansmanında Yenilik: Şehremanetine kaynak yaratmak için yeni gelir modelleri geliştirerek “arslan ağzından koparırcasına” belediye gelirlerini artırdı.
  • Darülbedayi’yi Kurdu: İstanbul’un ilk tiyatro okulu olan Darülbedayi’yi kurarak sanat ve sahne kültürünün temellerini attı.

Darülbedayi

Neden Yaptı?

Cemil Topuzlu’nun reformları sadece estetik ya da yönetimsel değildi; halk sağlığını, yaşam kalitesini ve şehir kültürünü yükseltmeyi amaçlıyordu. Onun için İstanbul yalnızca bir payitaht değil, halkın yaşadığı, soluk aldığı bir organizmaydı. Parklar yapmasının, tiyatro kurmasının, yollar açmasının temelinde “yaşanabilir bir şehir ideali” vardı.

Çiftehavuzlar’daki Zarafet: Cemil Topuzlu Köşkü

Cemil Paşa’nın özel yaşamındaki zarafet, yalnızca fikirlerinde ya da yazılarında değil, yaşadığı mekânlarda da kendini gösterir. İstanbul’un Kadıköy ilçesindeki Çiftehavuzlar semtinde yer alan ve günümüzde “Cemil Topuzlu Köşkü” ya da daha yaygın bilinen adıyla “İpar Köşkü” olarak tanınan yapı, onun estetik anlayışının ve hayat tarzının en görünür sembollerinden biridir.

1900 yılında inşa edilen köşk, dönemin ünlü mimarlarından Alexandre Vallaury tarafından tasarlanmıştır. Fransız etkileri taşıyan mimarisi, geniş saçaklı çatısı, oymalı ahşap işçiliği ve zarif pencereleriyle dikkat çeker. Art Nouveau ile geç Viktoryen tarzının harmanlandığı bu yapı, yalnızca mimari açıdan değil, iç dekorasyonuyla da dönemin İstanbul entelijansiyasına hitap eden bir mekân olmuştur.

Cemil Topuzlu bu köşkte yaklaşık otuz yıl boyunca ailesiyle birlikte yaşamıştır. Bahçesindeki serviler, manolya ve ıhlamur ağaçları arasında zaman geçirmeyi sever; dostlarını bu huzurlu atmosferde ağırlardı. Köşk, yalnızca bir konut değil, entelektüel bir buluşma mekânı, düşünsel bir sığınak ve aynı zamanda ailesiyle kurduğu özel dünyanın merkezidir.

Köşk, 1931 yılında Topuzlu Ailesi tarafından iş insanı Hayri İpar’a satılmıştır. Satışın ardından yapı, uzun yıllar “İpar Köşkü” adıyla anılmış ve İpar ailesi tarafından korunmuştur. Bugün hâlâ ayakta olan köşk, Cemil Topuzlu’nun zarif, sade ve ilkeli yaşamının mekânsal bir iz düşümüdür.

Mirası: Bilgeliğin ve İlkeli Yaşamın Simgesi

Cemil Topuzlu, torununa yazdığı bir mektupta şu sözleri söylemiştir:

“Doğru ve iyi yaptığın konularda genellikle takdir değil, eleştiri alırsın. Ama değişmeden kalabilirsen, onurlu ve huzurlu bir yaşlılık seni bekler.”

Bu öğüt, onun yalnızca bir belediye başkanı ya da cerrah değil, karakterli bir kamu insanı olduğunu göstermektedir.

Bugüne Bıraktıkları

1958’de vefat eden Cemil Topuzlu’nun adını taşıyan park, hastane ve cadde bugün hâlâ onun mirasını yaşatıyor. İstanbul’un birçok köşesinde onun dokunuşunu görmek mümkündür. Özellikle Karaköy Meydanı ve Gülhane Parkı gibi alanlar, onun şehre kattığı estetik anlayışın en güzel örneklerindendir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir