İnsanı anlamak, çağımızın en büyük çabalarından biridir. Psikoloji, sosyoloji ve davranış bilimleri bu soruya farklı açılardan yanıt arar: İnsan neden öyle davranır, hangi koşullar altında kararlarını değiştirir, nasıl manipüle edilir ya da nasıl direnç gösterebilir? Akademisyen ve yazar Prof. Dr. Selçuk Şirin, Bakışınızı Değiştirecek 10 Deney: İnsan kitabında bu sorulara…
-
-
Düşüncenin Kalitesinde Saklı Mutluluk
Marcus Aurelius kimdir? Marcus Aurelius (tam adıyla Marcus Annius Verus, sonradan Marcus Aurelius Antoninus Augustus), MS 121-180 yılları arasında yaşamış, Roma İmparatorluğu’nun son “Beş İyi İmparator” kuşağının sonuncularından biridir. Stoacı felsefeyi devlet yönetimiyle birleştiren nadir liderlerden biri olarak, bugün hâlâ hem siyaset felsefesinde hem de etik düşüncede etkisini korur. Roma…
-
Hannah Arendt ve Kötülüğün Sıradanlığı: Eichmann Davası
20. yüzyılın en sarsıcı eserlerinden biri kuşkusuz Hannah Arendt’in Eichmann in Jerusalem: A Report on the Banality of Evil adlı kitabıdır. Türkçeye Kötülüğün Sıradanlığı olarak çevrilen bu eser, yalnızca bir Nazi subayının yargılanma sürecini anlatmakla kalmaz; aynı zamanda insanlık tarihinin en temel sorularından birine yanıt arar: “Kötülük nasıl bu kadar…
-
Parçalar Halinde Bir Hayat: Zygmunt Bauman’ın Otobiyografik Serüveni
Modern çağın en ünlü sosyologlarından biri olan Zygmunt Bauman, çoğu okur için “Akışkan Modernite” kavramıyla tanınır. Toplumsal değişimleri, bireyin yalnızlık ve güvensizlik duygularını, tüketim kültürünü ve küreselleşmenin yarattığı kırılmaları büyük bir titizlikle analiz eden Bauman, teorik gücüyle olduğu kadar insani duyarlılığıyla da öne çıkan bir düşünürdür. Ancak onun fikirlerini anlamak…
-
Kamondo Ailesinin Hikâyesi
Osmanlı İmparatorluğu’nun modernleşme sürecinde öne çıkan ailelerden biri de Kamondo (Camondo) Ailesi’dir. Yahudi kökenli bu aile, 19. yüzyılda hem finans sektöründeki faaliyetleriyle hem de sosyal ve kültürel katkılarıyla İstanbul’un en güçlü ailelerinden biri hâline gelmiştir. Kamondolar yalnızca Osmanlı maliyesine kredi sağlayan bir banker ailesi değil, aynı zamanda Osmanlı Yahudi cemaatinin…
-
Geleceğin İnsanını Yanlış mı Hayal Ettik?
20. yüzyıl boyunca bilimkurgu edebiyatı ve sinema, geleceğin insanını pek çok farklı şekilde hayal etti. Çoğu senaryoda gelecekteki ırk, iri kafalı, ince bedenli, büyük gözlü ve zihin gücüyle öne çıkan uzaylı betimlemesine benzer bir varlık olarak resmedildi. Bu tasvirlerin arkasında, insanın bilgiyle evrimleşeceği ve beyin kapasitesini giderek artıracağı fikri yatıyordu.…
-
Joseph Goebbels: Nazi Almanyası’nın Propaganda Ustası
Joseph Paul Goebbels, Nazi Almanyası’nın Propaganda Bakanı olarak hem Hitler rejiminin kuruluşunda hem de II. Dünya Savaşı’nın sürdürülmesinde çok kritik bir rol oynamıştır. Söylemleri, sansür uygulamaları ve kitle iletişimi stratejileriyle kamuoyunu yönlendirmiş; rejimin ideolojisinin yayılmasını sağlayarak Yahudi düşmanlığının, ulusal yayılmacılığın ve totaliter kontrolün simgesi haline gelmiştir. Goebbels Kimdir? Erken Yaşam…
-
Gece Yarısı Kütüphanesi: Matt Haig’den Yaşam ve Seçimler Üzerine Bir Hikâye
Günümüz edebiyatında insan ruhunun kırılganlıklarını bu kadar yalın ve dokunaklı şekilde anlatan yazar sayısı azdır. İngiliz yazar Matt Haig, özellikle psikoloji, felsefe ve edebiyatın kesişiminde eserler vermesiyle tanınıyor. Onun en çok ses getiren romanlarından biri ise 2020’de yayımlanan ve kısa sürede dünya çapında çok satanlar listesine giren Gece Yarısı Kütüphanesi…
-
Grimm Kardeşler’den Masum Olmayan Masallar
Grimm Kardeşler (Jacob ve Wilhelm Grimm), 19. yüzyıl Almanyası’nda yalnızca masal derleyicisi değil, aynı zamanda folklor araştırmacıları ve dilbilimciler olarak da büyük etki bırakmıştır. 1812’de yayımlanan Kinder- und Hausmärchen (Çocuk ve Yurt Masalları), hem Alman halk kültürünü korumayı hem de ulusal kimlik bilincini güçlendirmeyi amaçlamıştır1. Ancak bu masallar, ilk yayımlandığında…
-
İkinci Dünya Savaşı Nasıl Başladı? Almanya’da Milliyetçi Suçlamalar, Antisemitizm ve Nazi Partisi’nin Yükselişi
Giriş İkinci Dünya Savaşı (1939–1945), yalnızca bir askeri çatışma değil, aynı zamanda toplumsal, ekonomik ve ideolojik krizlerin bir ürünüydü. Savaşın kökleri, Birinci Dünya Savaşı’nın ardından imzalanan Versay Antlaşması, Weimar Cumhuriyeti’nin zayıflıkları, ekonomik krizler ve özellikle antisemitizmin yükselişiyle yakından ilişkilidir. Birinci Dünya Savaşı’nın kaybedilmesiyle milliyetçi görüşün baskınlığı, yanı başlarında Sovyetler Birliği’nin…